8 Şubat 2013 Cuma

Kuşatma




ak soluklu atlar yol alıyor dışımda
tamamlanması müşkül hatırsız koşularla

bir nal düşmüşse yoksul patikalarda
budur belki köpüğe batmış ağızların
gem almazlığını geciktiren mazeret
budur kanamış toynakların geçmesi sert toprağa
sırtına sezdirmeden yüklenen o ak koşu
yelesinde düğümlenmiş sırılsıklam öfkeleri
perçinler de büyütür, unutkan bir düşe
düşse yoksul patikalarda.

kaç hüzünlü göç geçirdi ak çadırımız
soğuk mevsimlerde gecelenen kentlere
bir nefeslik konaktı eşiğinde arafın
beklerken israfilin sûr’a değen öfkeli nöbetini
ikindi rüzgarlarından ödünç umutları
ensemizi ürperten tutkulu haz gibi gezdirirdi
çöl yordamıyla bulduğumuz o tufan efsanesi
göçe doğrulmuş ak bir koşuya dönüyor şimdi elem
üstümüzde bulutların ağışından ıslak çadırımız

varlığı müphem yolların ikiye bölünüşü
tedirginliğimize geçerli kaçamak mazerettir
geçmişimizle oynaşan cilveli mahluklarız
sudan sebeplerle firara hazır
bir işaret ya da duyulmayan
çiziktirdiği izleri yazgının insafsız kaleminden
buyruk alınmış,kamçı izlerini
çoktan terli ve yılgın yüzüne iliştirmiş
yokluğa yutulan varın ikiye bölünüşü.

önüme set çeken duvarın ikiye bölünüşü
gibi ak soluklu atlar neden büyüyütüyor içimde
anlaşılması müşkül o hınzır koşuları.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder